Rss Feed

Grafik Tasarımda Temel Prensipler

Tasarım, bir yandan içeriğinde sanatsal estetiği barındırırken soyutlanmış nesnelerin ve görsellerin bütünüdür. Diğer açıdan baktığımızda ise; psikoloji, matematik, pazarlama v.b. bilimsel olgulardan da yararlanır. Bu nedenle bir tasarımcının grafik tasarımcının bilmesi gereken temel prensipler vardır. Tasarım olması gereken bu kriterlere Denge/Balans (Balance), Ritm(Rhythm),Orantı(Proportion),Baskınlık(Dominance), Birlik(Unity) bir göz atarak başlayalım;

İlk olarak tasarım içerisinde denge/balans “balance” görsel öğelerin birbiriyle olan büyüklük, küçüklük, bakımından ve biçim/form oranının izleyenin gözünde estetik bir denge oluşturmasıdır. Kompozisyonu oluşturan resim, yazı ve illüstrasyonlar, dengeli bir biçimde yerleştirilerek kompozisyon oluşturulmalıdır.

Peki bu denge nasıl olmalı? Nasıl bir denge oluşturmalıyız ki göze hoş gelen, algı yönüne uygun bir tasarım elde edebilelim?

Dengeyi, asimetrik ve simetrik olmak üzere iki farklı açıda kurgulayabiliyoruz. Simetrik denge ile kurulmuş kompozisyonlardaki öğeler, birbirleriyle dikey ve yatay olarak veya köşegensel olarak birbirine paralellik gösterirler. İnsanı düşünün, anatomik olarak ortadan dikey olarak iki eşit parçaya ayırdığımızda sol ve sağ tarafta birbirinin aynısı kollar ve bacaklar, yüze gelince gözler, kulaklar birbiriyle eşit uzaklıktadırlar. Kompozisyonlarda da simetrik denge bu şekilde kurgulanır.

Simetrik denge izleyicinin gözünde estetik bir etki bıraktığı gibi, süreli yayınların tasarımlarında tekrarlanması, sıkıcı olabilir. Hani ilk ip baskı yaptığımız dönemleri hatırlarsak, ipi renk renk boyayıp, sonra kağıt üzerine yerleştirdikten sonra kağıdı ortadan ikiye katladığımızda ortaya çıkan baskı simetrik bir baskıdır. Tasarımda simetrik denge, göze estetik anlamda hoş gelebilir, fakat süreli yayınlarda sayfa tasarımında tekrarlanarak kullanılması sıkıcı bir etki yaratabilir. Resmiyetin, otoritenin vurgulana­cağı tasarımlarda tercih edilir. Diğer yandan simetri dürüst­lüğün, saygınlığın psikolojik simgesi olarak değerlendirebiliriz.
Asimetrik denge ise birbirine benzemeyen görsel öğeler arasında dinamik bir düzen sağlar Simet­rik dengede olduğu gibi asimetrik dengede de bir optik ağırlık merkezi vardır. Fakat bu merkez geometrik merkezden farklı bir konumdadır. Tamamıyla gözün estetik açıdan belirlediği bir merkezdir bu. Asimetride, büyük yazı küçük yazıyı, büyük görsel öğe küçük görsel öğeyi ezer ancak sayfada yine de bü­tünlük hakimdir.
Ben kendi tasarımlarımda resmi, ciddi bir imaj için simetriyi; dinamik, çağdaş bir imaj için asimetriyi tercih ederim, simetri de düzen ve kural, asi­metride rastlantı ve keyfilik bulurum. Simetrik tasarımı katı ve sınırlılığı, asimetri ise hayatı, eğlenceyi sembolize eder.

Simetriye dair bu söylediklerim hiçbir tasarım kesin bir kural niteliğinde değildir. Asla böyle algılanmamalıdır. Sizlerde gerektiği durumlarda optik dengelerle oynayarak tasarımlarınızla ilgi çekmeye çalışabilirsiniz. Ancak bu bilinçli bir seçim olması gerektiğini unutmayın.
-----------------------------------------------------------
Tasarımda ritm ise; aynı kompozisyon içerisindeki elementlerin faklı şekillerde birbirini tekrar etmesi yada varyasyonlarıdır. Ritmin kompozisyondaki temeli harekettir.Bu anlamda kompozisyonda kullanılan, çizgi ve yüzeylerde yapılan yön değişikliği hareket kazandırır. Genel olarak yatay ve dik çizgiler durgunluk, eğik ve kavisli çizgilerde hareket yaratır.

Ritm kompozisyonlarda dinamizm katmak ve hareket ve doku oluşturmak için aynı zamanda Ritmin psikolojik bir etkisi vardır. Bu yüzden de ritkompozisyonlardaki ritm; renkler, biçimler, açık ve koyu, öğelerin birbiriyle ilişkileri, dolu ve boş alanlar ve bunların çevre ilişkileri, kontrastlıklar, gölge ve yarı gölge, devinimlerin,ritmin yükselme ve alçalma hızlarının üzerimizdeki etkileridir.

Grafşk tasarımda ritm izleyici açısından bir ahenk oluşturacak biçimde düzenlenmelidir. Bunun için tasarımlarımızda, düzenli ritm, akışkan ritm ve ilerleyen ritm gibi ritmler uygulayabiliriz;
Düzenli ritm; elementlerin uzunluk yada yükseklikleriyle ilintilidir, eşit veya benzer seviyede olması ve birbirleriyle tekrar etmesiyle oluşturulur. Akışkan ritm; biçim ve ölçüleri birbiriyle benzerlik gösteren elementlerin, hareket etkisi oluşturacak şekilde dizilmesiyle oluşturulur. İlerleyen ritm; Elementlerin açısal ve ve doğrusal tekrarını yaparak animasyona benzer bir ilerleme gösterir.
-----------------------------------------------------

TRT Videolarım

Aşağıdaki linklerden TRT Bilişim Rüzgarı Programının Bilişim Tasarım Bölümlerinden bazılarına ulaşabilirsiniz;

http://www.photoshopmagazin.com/paylasim/kategori/trt_videolarimiz

Özge Mardi/ TRT Bilişim Rüzgarı LOGO Yarışması Birincisi Video
http://www.photoshopmagazin.com/paylasim/205/photoshopmagazin_ve_bilisim_ruzgari_logo_yarismasi.html

----------------------------------------------------------------

www.bilisimruzgari.com adresi videolar bölümünden; izleyebilirsiniz.

http://www.bilisimruzgari.com/default.asp?L=TR&mid=249

vektörel illüstrasyon

---------------------------------------------------------------------
Grafik tasarımın vazgeçmez öğelerinden biri olan illüstrasyon, tanıtım amacıyla bir amaç ve proje doğrultusunda yapılır ve genelde ticaridir. Kısaca ihtiyaç karşılamak için yapılır. İletilmek istenen mesaj en kısa, güçlü ve doğru yolla verilmeli, tercih edilmelidir. Grafik tasarım ürünlerinin hemen hemen hepsinde görebiliriz illüstrasyonları... örneğin, meyvasuyu kutularındaki meyvaların büyük bir kısmı illüstrasyondur..
---------------------------------------------------------------------
Dijital illüstrasyon için kullanılan iki ana araç vardır. Piksel ve vektör. Piksel tabanlı illüstrasyon tasarımlarında kullanılan programların en ünlülerinden biri Photoshop. Vektörel illüstrasyon için ise yine adobe programı olan Illustrator tercihiniz olabilir. Tasarımcı dijital illüstrasyonu hazırlamadan önce eskizlerini yapar, bunları scanner ile dijital ortama geçirir yada direk olarak tablet üzerinde çizerek bu programlar sayesinde illüstrastonunu oluşturmaya başlar. Bu aşamada en önemli özelikleriden biri de , ilüstrasyonun vektör veya piksel tabanlı olması dır. İllüstrasyonun kullanım alanına göre bu seçimi kolaylıkla yapılabilir. Örneğin illustrasyonumuz(resmimiz) çok keskin hatlara ve gölgelere sahipse kolaylıkla vektörel(çizim) olarak oluşturabiliriz. Bunun yanında illüstrasyonun çok büyük ebatlarda (örneğin bilboardlarda yada bina giydirilmesinde) basılması söz konusu ise, kesinlikle vektörel illüstrasyonu tercih etmeliyiz.
---------------------------------------------------------------------
***Vektörel çizimin en büyük özelliği, çizilenin keskin hatlara sahip olması ve ne kadar büyültülürse büyültülsün hiçbir şekilde değer (resolution)kaybetmemesi. İllustrator programında kolaylıkla vektörel illüstrasyonlar yapılabilir ve yapılan bu illüstrasyonlar daha sonra ölçüleri değiştirilmeden photoshop programında boyut kazandırılabilir.Yada mesh araçlarıyla ışık ve gölge efektleri verilerek gerçeğe yakın vektörel ,llüstrasyonlarda elde edilebilir.

Grafik Tasarımda Renk

Renk, Bir ışık kaynağından yayılan ışınların nesnelere çarptıktan sonra yansımaları sonucu gözümüzün algıladığı duyumdur.Temel olarak üç ana renk vardır, kırmızı, mavi ve yeşil turuncu, sarı ve mor ise bu üç ana rengin birbirleriyle karışımlarından oluşan ara renklerdir.

Aşağıdaki linkten renklerin karışımlarıyla ilgili bilgiler bulabilirsiniz.
http://www.wellstyled.com/tools/colorscheme2/index-en.html

**Bir grafik tasarımda renklerin doğru seçilmesi önemlidir. Örneğin; Coca Cola deyince aklınıza ne renk gelir? Turkcell deyince ne renk veya Adidas deyince… Renk odaklaması, bir markanın algılanmasında taşıyıcı bir etkiye sahiptir. Peki bu renkler nasıl seçiliyorlar? Tasarımcılar direktörler bu renkleri nasıl seçiyorlar? Örneğin; tasarımda başlık, metinler, varsa çizgiler veya grafik ikonlar, clipartlar… Bunların her birinin ne renk olacağına tasarımcı nasıl karar veriyor? Tabi ki renklerin psikolojik mesajları bu belirlemede önemlidir.
--------------------------------------------------------------
Renklerin psikolojik mesajları;

KIRMIZI : Titreşimi en kuvvetli, en dinamik renk kırmızıdır. Aynı zamanda iştah açar ve bu yüzden dünyadaki bir çok gıda firması logosunda kırmızı rengi kullanır. Ayrıca etkinlik ve cesaret veren bir renktir.
--------------------------------------------------------------
MAVi : Sakinlik ve sükuneti temsil eder. Mavinin kan akışını yavaşlatır. Nazar boncuğu o yüzden mavidir. Batıda intiharları azaltmak için köprü ayaklarını maviye boyarlar. Duvarları mavi olan okullarda çocukların daha az yaramazlık yaptığı saptanmıştır. Mavi, bir at yarışında kazanan ata takılan mavi şeritte olduğu gibi, liderliğin rengidir.S
SARI : Geçiciliğin ve dikkat çekiciliğin sembolü. Trafik levhalarında uyarı işaretlerinin sarı olması bu yüzdendir. Post-itlerinde sarı oluşu dikkat çekici...
--------------------------------------------------------------
TURUNCU: Sıcak renklerdendir ama kırmızı kadar dinamik değildir. Rahatlığı parlaklığı anlatır, kırmızı renk kadar olmasa da ateşi, güneşi ve ısıyı çağrıştırır.
--------------------------------------------------------------
YEŞiL : Güven veren veirir. O yüzden bankaların logolarında hakim renktir. tazeliğin ve verimliliğin rengidir. Çevreyi ve doğayı sim¬geler, rahatlatıcı ve dinlendiricidir. GreenpeaceDe olduğu gibi. Yeşilde dinsel, mistik bir anlam da vardır. Müslümanlıkta ana renk olduğu gibi, Hiristiyanlarda da bu rengi inanmanın, ölmezliğin bir simgesidir.
--------------------------------------------------------------
LACiVERT : Sonsuzluğu, otoriteyi, verimliliği ve asaleti simgeler. O yüzden dünyadaki firmaların yarıdan fazlası logolarında maviyi kullanır.
--------------------------------------------------------------
PEMBE: Pembede romantik ve tatlı dinginliğin utangaçlığı vardır. Daha cansız olmakla beraber bu renk analığın, kadınlığın ve bağlılığın rengidir, İn­giltere'de Boots ve Marks and Spencer mağazalarında tüm tezgahtarla­rın pembe gömlek giymeleri bundan olsa gerek. Çekingenliğe ve tatlı­lığa vurgu yapar. Sakin bir renktir.
--------------------------------------------------------------
KAHVERENGİ: Şıklık ve gereklilik izlenimi yaratır. Renkler içinde en realist olandır. Ne yaygın, ne de kaba olmamasına rağmen sağlıklı yaşam ve gündelik işi temsil eder. Koyu tonlara yaklaştıkça siyahın özelliklerini üstlenir. Kansas Universitesi Sanat Müzesinde bir araştırma için halının altını elektronik bir sistemle donatmışlar, duvar rengini beyaz ve kahverengi olarak değişebilir yapmışlar. Arka fon beyaz kullanıldığında, insanlar müzede yavaş hareket etmiş, daha uzun kalıp, daha az alanda dolaşmış­lar. Arka fon kahverengiye dönüştürüldüğünde ise daha hızlı hareket edip, daha az alan dolaşmış ve müzeyi daha kısa sürede terk etmişler.Renklerin insanlar üzerindeki yadsınamaz etkisini fark eden ve bilimsel çalışan batılı şirketler bunu bilinçli olarak iş yaşamlarında sıklıkla kul­lanmaktadır. Mc Donaid's, Burger King, Kentucky Fried Chicken ve buna benzer dünyadaki pek çok ünlü "Fast Food" restoranın sandalye­leri ve masaları kahverengi, duvar boyaları ise kahverengi-şampanya-pembe karışımıdır. Uzun süre oturulacak, keyifle yemek yenecek bir restaurantın bu renkleri kullanmaktan muhakkak ki kaçınması gerektiği aşikârdır.
--------------------------------------------------------------
TURKUAZ: Türklerin çinilerde kullanarak renk âlemine kattıkları bir renktir, için­de büyük bir güç ve sessiz bir ihtişam barındırır. Adeta ateşin dışavuru­mudur, ama bir "iç ateş"tir ve soğuktur.
--------------------------------------------------------------
MOR:Başka hiçbir renk mor kadar gizem dolu olamaz. Üzgün, melankolik ve onurludur. Siyah, yokluğa karşılık geliyorsa, mor da kıskançça sakladı­ğı sırlara. Işıklanınca leylak olur. Böylece gizemden sihirliye, ciddiyet­ten kırılganlığa dönüşür. Leylak kendini ifade etmekte mor kadar ce­sur değildir. Mor bizi özlediğimiz çocukluğun rüyalarına ve fantastik dünyasına götürür. Nekrotik duyguların rengidir. Bu duyguları açığı çı­kardığı, insanları bilinçaltında korkuttuğu da tespit edilmiş bir renktir.
--------------------------------------------------------------
BRONZ:Genelde negatif bir etkisi vardır. Tepki almak istendiğinde işe yarar, iç­ki reklâmlarında belki biraz da içkinin rengine benzeşmesinden de sık­ça kullanılır. Altını ve parayı çağrıştırmasından zenginlik, güç ve ihtişa­mı, metalik renginden dolayı sağlamlığı çağrıştırır. Bu etkisinden dola­yı birçok bankanın logosunda kullanılmıştır.
--------------------------------------------------------------
SiYAH : Gücü ve tutkuyu temsil eder, soyludur. Bizde ve batıda siyah matemi temsil eder, oysa Japonya'da siyah mutluluktur. Siyah fonda kullanılırsa karamsarlığı çağrıştırır. Siyah, Johnnie Walker Black Label’da olduğu gibi, lüksün rengidir.Renklerin psikolojik özelliklerinden yola çıkılarak tasarımlarda renk öğesi kullanılabilir, Ancak, bu kavramlara bir tasarımda nasıl işlerlik kazandırılacağına dair formüller ne yazık ki yoktur.
--------------------------------------------------------------
BEYAZ : istikrar, devamlılık ve temizliği simgeler. Siya­hın tersine dışadönüktür.
--------------------------------------------------------------
GRİ: Bir karakteri yoktur, donuktur ve arkaplandadır. Ne beyaz kadar imkân dolu, ne de siyah ka­dar hareketsiz. Kuşkulu, kararsız ve tarafsız bir ruh halinin rengi. Ener­ji yoksunluğu ve kararsızlığın işaretidir. Adeta yaşlılık ve yaklaşmakta olan ölümü davet eder. Soluk bir gri korku ve efkâr, koyu gri kir, hastalık ve umutsuzluğun ifadesidir. Diplomatik ve ağır bir renktir ama ciddiyeti yanında hareketsizliği ve yavaşlığı da temsil eder. Gri bütün renklerle kombine olabilir.

--------------------------------------------------------------

Grafik tasarımcı renk seçiminde şu üç unsuru dikkate almalıdır:

1- Rengin kültürel çağrışımını, (renkler kültürel açıdan ele alındıklarında da değişik kavranılan çağrıştırırlar. Mesela, altın sarısı Doğu kültürlerinde kutsal renk sayılırken, bazı Batı toplumlarında korkaklığın ve ihanetin simgesi olarak kabul edilir.)

2- Hedef kitlenin renk tercihi, (Mesela bankacılık sektöründe öncelik güven olduğu için genellikle yeşil tercih edilirken, otomotiv sektörü söz konusu olduğunda otomobilin özelliklerine göre renk seçiliyor; örneğin spor bir model ise, kırmızı gibi hıza dair, heyecan uyandıracak renkler tercih ediliyor. Gıda sektöründe, tüketilen herhangi bir gıdanın rengi, yani insanlarda iştah uyandıran sarı, turuncu, kırmızı gibi renkler daha etkili olabiliyor. Kısacası, hedef kitlenin ne hissetmesi istendiğine karar verilip bu doğrultuda renk seçiliyor. Renk seçimi dönemsel olarak da değişiklik gösterebilir)

3- Firma ya da ürünün karakteri, (Firmanın özellikleri doğrultusunda, örneğin Hilton logosunu laciverte çevirirken insanların kafasında büyük kuruluş imajı yaratmak istemiştir)

4- Tasarımdaki yaklaşım biçimi (tasarımcının yaklaşımı)

Tasarıma Başlarken

Yıl 1997 izmir Göztepe Meslek Lisesi Grafik Tasarım Bölümü son sınıftayım, o zamanlar Ege Bölgesinde yüksek tirajla satılan Gazeteege’de reklam departmanında staj yapıyorum, şu anda İzmir Yaşar üniversitesi olan eski taş bina. Meslek lisesinde olduğumdan haftanın 3 gününü orda geçiriyor geriye kalan 2 gün ise okula gidiyordum. Staj dediğim de öyle üniversite stajı gibi bir ay, iki ay değil tam 8 ay sürdü. İlk birkaç ay imaj bank kataloğundan görsel aramakla ve diğer gazetelerdeki basın ilanlarını taramakla geçti. Öyle ki tüm gazetelerde çıkan ilanları tanıyıp, çözümler hale gelmiştim. Hangi reklam ajansları hangi firmalarla çalışıyor ve tasarıma yaklaşım biçimleri nasıl? Daha sonra tasarım aşamasını müşteri temsilcisinden grafik tasarımcının önüne gelene kadarki evreyi takip etmekle geçti. İş geliyor, görsel yönetmen, metin yazarı ve tasarımcılar birlikte toplantı yapılıyor, çizimler taslaklar hazırlanıyor. Bu evre hep sus pus oturduğum bir dönemdi.
O zamana kadar hiç bilgisayarda tasarım yapmamıştım. Okulda her türlü tasarımı elimizle rapido ve guaj boyalarla yapardık. İlk macintosh bilgisayarla tanışmam bu dönemde oldu, photoshop henüz 3.0 ve freehand de hala aldus da idi fakat biz freehand yerine Quark X press vardı ve gazetenin sayfalarını onunla hazrılardık, photoshop'ta da renkli ilanları hazırlardık. Kendime ait bir bilgisayar olmadığı için grafik tasarımcı abla ve abiler ya da art direktör yerinden kalkar kalkmaz bilgisayarının başına geçiyordum. sonra bana da bir bilgisayar verdiler, eskiydi ama olsun. Neyseki tasarım yapmaya başlamıştım. İlk önce gazetede seri ilanlar bölümünde çıkan çerçeveli ilanları tasarlıyordum. Sadece siyah beyaz ve tipografiden oluşuyordu bu tasarımlar. İlk aşamayı geçmiştim, tipografik anlamda çözümlemiştimki ilk renkli ilanım geldi, çeyrek sayfa renkli bir tasarım, o kadar çok uğraştım ki bu tasarım üzerinde toplantılara bile girmeyip hatta yemeğe bile gitmemiştim. En iyisini yapmalıydım. Tasarım bittikten ve onaylandıktan sonra sayfaya çaktım (yerleştirdim). Ertesi günü sabırsızlıkla beklediğimi hiç unutmuyorum. Böylelikle ilk tasarımımıda yapmış oldum. Sekizinci ayın sonunda stajım bitmeye yaklaşmıştı ki, toplantıda benimle onlarla kalıp çalışmaya jr grafik tasarımcı olarak devam etmemi istediler. Ama benim hedefim üniversite eğitimi almak olduğu için, desen eğitimime devam ederek yazın yetenek sınavlarına hazırlanacağımı söyleyerek gazeteden ayrılmıştım.